Loading
Pzt - Cmt: 09:00 - 20:00
Tireli & Savaş Hukuk BürosuTireli & Savaş Hukuk BürosuTireli & Savaş Hukuk Bürosu
0506 691 0917
Park Office - Bayraklı / İZMİR

Boşanma Davalarında İzmir’de Avukatlık Hizmeti

İzmir boşanma avukatı

Tireli & Savaş Hukuk Bürosu, boşanma davalarında uzmanlaşmış avukatlarıyla bu alanda öne çıkan bir isimdir. Eşler arasındaki anlaşmazlıkların yasal çözümlerini bulmak için çalışan büromuz, bu zorlu süreçte size rehberlik etmeyi taahhüt eder.

Boşanma; evli çiftlerin müşterek yaşamlarını sürdüremedikleri takdirde kanunda öngörülmüş olan bir sebebe dayanarak tek yanlı veya birlikte açtıkları dava sonucunda, evlilik birliğinin hâkim kararı ile sona erdirilmesidir.

  • 1. Boşanma Sebepleri
  • 2. Boşanma Çeşitleri
  • 3. Boşanma Sonrası Mal Paylaşımı
  • 4. Boşanma Davalarında Tazminat Talepleri
  • 5. Boşanma Davalarında Avukatın Sundukları Hizmetler

Boşanma; evli çiftlerin müşterek yaşamlarını sürdüremedikleri takdirde kanunda öngörülmüş olan bir sebebe dayanarak tek yanlı veya birlikte açtıkları dava sonucunda, evlilik birliğinin hâkim kararı ile sona erdirilmesidir. Boşanma kararı verilebilmesi Türk Medeni Kanunu’nun öngördüğü sisteme göre ancak hâkim kararıyla gerçekleşir. Hâkimin boşanmaya karar verebilmesi için, eşlerden en az birinin boşanma davası açmış olması gerekir. Aynı zamanda açılan boşanma davasının konusunun kanunda yazılı sebeplerden birine dayanması gerekir.

1. Boşanma Sebepleri

Boşanma davası açabilmek için aranan koşullardan biri de geçerli bir evliliğin kurulmuş olması ve dava açma anında evlilik birliğinin devam ediyor olmasıdır. Geçerli olmayan bir evlilikte boşanmaya karar verilemez. Bu durumda evlenmenin iptali söz konusu olur. Boşanma ile iptal arasındaki ayrım buradan doğmaktadır.

Boşanma davası açılabilmesi için kusur şartı aranmaz. Kusurlu olan taraf da boşanma davası açabilir. Kusurlu olup olmama boşanmanın sonuçlarını düzenleme bakımından önem taşımaktadır. Eşlerden biri diğerinin daha kusurlu olduğunu ileri sürerek davanın sonucuna etki edebilir.

Medeni Kanun’da sayılan boşanma sebepleri sınırlı sayıda olup bunlar:

  • Zina
  • Hayata kast
  • Pek kötü veya onur kırıcı davranış
  • Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme
  • Terk
  • Akıl hastalığı
  • Evlilik birliğinin sarsılmasıdır.

Bununla birlikte kanun, aile birliğine verdiği önem dolayısıyla boşanmanın ancak haklı bir sebebin varlığı halinde mümkün olabileceği hükmünü getirmiştir. Ancak evlilik birliğinin devamını sağlayamayan ve bu konuda anlaşan kişiler için evliliğin çekilmez hale gelmesi genel boşanma sebebi sayılarak boşanma kararı ve fer’ilerinde anlaşan çiftlere ”Anlaşmalı Boşanma” imkanı getirilmiştir.

Sonuç olarak, evlilik birliğini sürdüremeyen çiftler anlaşmalı boşanmanın şartlarını sağlamaları halinde anlaşmalı boşanma davası açabileceği gibi boşanma ve şartları hususunda anlaşma sağlayan çiftler çekişmeli boşanma davası açarak yasal süreci yürütebilir.

2. Boşanma Çeşitleri

Anlaşmalı Boşanma

Anlaşmalı boşanma, Türk Medeni Kanunu’nun 166/3 maddesi uyarınca düzenlenmiş olmakla birlikte ”Eşlerin karşılıklı olarak anlaşarak mahkemeye birlikte başvurması veya eşlerden birinin açtığı çekişmeli boşanma davasını diğer eşin kabul etmesi” durumunda söz konusu olur. Anlaşmalı boşanma davası açmak için kanunun öngördüğü koşulları sağlayan tarafların evlilik birliğini devam ettirmemekte anlaşması halinde uzun yargılama süreçlerinden ve yüksek maliyetlerden kaçınılmış olur.

Anlaşmalı boşanma davasında, taraflarca anlaşma sağlandığını kanıtlayan ve anlaşmaya dair hususları tüm açıklığıyla ortaya koyan yazılı bir anlaşmalı boşanma protokolü düzenlenir. Anlaşmalı boşanma da protokolün eksiksiz bir biçimde düzenlemesi son derece önem arz eder. Zira protokolde yer alan eksik veya hatalı bir durum taraflar aleyhine hak kayıpları yaşanmasına neden olabilir. Bu nedenle her ne kadar avukat desteği almak zorunlu tutulmasa da tarafların hukuki süreci, hak kayıplarına uğramamaları adına uzman avukatların yardımıyla yürütmeleri tavsiye edilmektedir.

Anlaşmalı boşanma davasında hazırlanan protokol, Türk Medeni Kanunu’nun 166/3 maddesine göre; tarafların, evliliğinin mali sonuçları ve tarafların müşterek çocukların durumuna ilişkin hususlar hakkında anlaşmayı içermelidir. Hakim, tarafların anlaşma sağladığı hususları bizzat uygulamak durumunda olmayıp, tarafların ve çocukların menfaatleri doğrultusunda gerekli gördüğü değişiklikleri yapma hakkına sahiptir. Tüm hususlarda anlaşma sağlanması ve anlaşmaya engel bir durum söz konusu olmadığı takdirde anlaşmalı boşanma ile evlilik sona erer.

Anlaşmalı boşanma davası açabilmek için dava dilekçesi ve dava dilekçesinin ekinde yer almak suretiyle anlaşmalı boşanma protokolü ile görevli aile mahkemesine başvurulmalıdır. Ayrıca gerekli harç ile masraf ödemeleri, boşanma dava dosyasına yatırılmalıdır.

Çekişmeli Boşanma

Çekişmeli boşanma davası, tarafların boşanmanın sonuçları olan hususlarda anlaşamamaları nedeniyle mahkeme tarafından değerlendirmenin yapıldığı, iddia ve savunmalar ile delillerin değerlendirilmesi neticesinde karar verildiği davalardır. Çekişmeli boşanma davasına, Türk Medeni Kanunu’nun 166/1 maddesi kapsamında değinilmiştir. Buna göre; ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede evlilikleri temelinden sarsılmış olan eşlerden her biri boşanma davası açabilecektir.

Çekişmeli boşanma davası açılabilmesi için, herhangi bir süre şartı öngörülmemiştir. Tarafların ne kadar süredir evlilik birliği içerisinde olduğunun herhangi bir önemi yoktur. Çekişmeli boşanma davasını; boşanmak isteyen taraflar, kanunun öngördüğü sebeplerden birine dayanarak açabilmektedir. Boşanma davasının sebepleri arasında şiddetli geçimsizlik, güven sarsıcı davranışlar, evlilik yükümlülüklerini yerine getirmeme vb. genel nitelikte sebepler olabileceği gibi; aldatma (zina), ortak konutu terk gibi Medeni Kanun’da sınırlı sayıda belirlenmiş özel nitelikte sebepler de olabilir.

Boşanma davasını kusurlu veya kusursuz olan tarafın açması bir önem arz etmez. Zira kendisine boşanma davası açılmış olan tarafın boşanma davasına karşı dava açabilme hakkı bulunmaktadır. Çekişmeli boşanma sonucunda karşı tarafın kusurlu davranışlarını ispatlayan ve davayı kazanan taraf, somut olayın gereklerine göre karşı taraftan tazminat, nafaka vb. kazanımlar elde edebilir.

Taraflardan her biri boşanma talep ederken dayandığı hususların ve koşulların oluştuğunun varlığını ispatla yükümlüdür. Örneğin; zina sebebiyle boşanma davası açmış olan eş zinanın varlığını ispatlamak durumundadır. Aksi halde boşanmaya hükmedilemeyecektir. Yine evlilik birliğinin temelden sarsılması sebepli davada davacı eş, ortak hayatın çekilmez hale geldiğini ispatla yükümlüdür.

Çekişmeli boşanma davalarında süreç bir hayli uzun ve karmaşıktır. Tarafların iddia ettikleri vakıaları ispat etmek için çeşitli hukuki prosedürlerden yararlanılabilir. Örneğin bilirkişi raporları, keşif vb. Çekişmeli boşanma davasını, geçerli boşanma sebebi olan tarafın uzman bir avukat desteği alarak veya bizzat kendisi mahkemeye başvurarak açabilmesi mümkündür.

Çekişmeli boşanma davası prosedürünü başlatabilmek için dava dilekçesine ek olarak boşanma dava dilekçesinde yer alan iddiaları ispata yarar delillerin görevli aile mahkemesine ibraz edilmesi gerekir.

3. Boşanma Sonrası Mal Paylaşımı

Hukuki Değerlendirme ve Uygulama

Türk Medeni Kanunu’nun 179. maddesine göre evlilik birliğinin mahkeme kararı ile sona ermesinden sonra taraflar arasında mal paylaşımı, seçmiş oldukları mal rejimine tabidir. Boşanma sonrası mal paylaşımı, eşlerin evliliğin devamı süresince aralarında yapacakları bir mal rejimi sözleşmesi (noterde düzenleme/onaylama suretiyle) ile veya evlenme başvurusu sırasında yazılı olarak bildirimde bulunmak suretiyle kanunun öngördüğü mal rejimlerinden birinin seçilmesiyle gerçekleşir.

Hiçbir mal rejiminin seçilmemiş olduğu hallerde, yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimine göre paylaşım yapılır. Edinilmiş mallara katılma rejimi ile mal paylaşımına, TMK’nın 218. maddesi ve devamı hükümlerinde değinilmiştir. Buna göre edinilmiş mallara katılma rejimi, edinilmiş mallar ile eşlerden her birinin kişisel mallarını kapsar. Kişisel mallar, kullanımları eşlerden birine tahsis edilmiş olan mallardır. Edinilmiş mallar ise, her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleridir.

Mal Paylaşımı Yargıtay Kararları

Kişisel Mallar Türk Medeni Kanunu’nda, sözleşmeden kaynaklı kişisel mallar ve kanundan kaynaklı kişisel mallar olmak üzere bir ayrıma tabi tutulmuştur. Buna göre kanundan kaynaklı kişisel mallar:

  • Eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya
  • Kişisel mallar yerine geçen değerler
  • Mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri
  • Manevî tazminat alacaklarıdır.

Sözleşmeye göre kişisel mallar ise; normalde edinilmiş mallar arasında sayılan, bir mesleğin icrası veya işletmenin faaliyeti sebebiyle doğan malvarlığı değerleri ve yahut kişisel malların gelirleri tarafların yapacağı mal rejimi sözleşmesinde kişisel mal olarak kararlaştırılabilir.

Yargıtay’ın kişisel mal olarak değerlendirdiği bazı durumlar:

  • Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/10206E. sayılı kararında eşlerden birine miras olarak kalan mal ya da paranın ortak hesaba yatılmış olsa dahi kişisel mal niteliğinde olacağına hükmetmiştir.
  • Yargıtay 8. Dairesi – K: 2012/1841 sayılı kararında eşinin kredi kartı borcu için ziynet eşyalarını satan eşin bu davranışını bağışlama olarak kabul edip mal paylaşımında dikkate almamıştır.

Kişisel mallar kural olarak mal paylaşımına konu edilmezler. Her eş, diğer eşte bulunan mallarını geri alır. Mal rejiminin tasfiyesi, evlilik birliği içerisinde edinilmiş olan malvarlığı değerlerinden yani edinilmiş mallardan kişisel malların çıkarılması suretiyle gerçekleşir. Eşlerden biri herhangi bir malın kişisel mal olduğu iddiasında ise bu iddiasını ispat etmek mecburiyetindedir. Çünkü evlilik içerisinde elde edilen malların karine olarak edinilmiş mal olduğu kabul edilir. Evlilik birliği süresince sahip olunan malların edinilmiş mal mı yoksa kişisel mal mı olduğu hususunda belirsizlik olması halinde, kişisel malın tespiti aile mahkemesinden istenebilmektedir (Yargıtay 2. H.D. 02.11.2006).

Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır. Bu mallar üzerinde daha üstün bir yararı (mesleki, ticari, duygusal menfaati) olduğunu ispat eden veya diğer eşin payını ödemek suretiyle o malın bölünmeden kendisine verilmesini isteyebilir.

Mal rejiminin tasfiyesi sırasında, mevcut olan edinilmiş mallar ve kişisel malların tasfiye tarihi itibariyle rayiç değerleri dikkate alınır. Yargıtay vermiş olduğu kararda tasfiye tarihini, karara en yakın tarihteki rayiç bedel üzerinden hesaplamıştır (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi- 2021/7053 K.).

Mahkemece boşanma kararı verilip evlilik birliğinin sona ermesiyle birlikte tasfiye işlemlerine başlanacaktır. Tasfiye işlemlerinde ilk olarak her eş kendi zilyetliğinde bulunan fakat diğer eşin maliki bulunduğu malları birbirine geri verir. Daha sonra mal rejiminin sona erdiği anda mevcut olan edinilmiş mallar (tasfiye anındaki değerleriyle) belirlenir. Değer artış payı, eklenecek değerler ve denkleştirme yapıldıktan sonra artık değer bulunur. Artık değer, her eşin edinilmiş mallarının toplam değerinden mallara ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan miktardır. Artık değer hesaplanabilmesi için aktif değerlerden pasif değerlerin çıkarılması gerekir.

Aktif Değerler:

  • Tasfiye sırasında mevcut olan edinilmiş mallar
  • Eklenecek değerler:
    1. Eşlerden birinin mal rejiminin sona ermesinden önceki bir yıl içinde diğer eşin rızası olmadan yaptığı karşılıksız kazandırmalar
    2. Bir eşin mal rejiminin devamı süresince diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devirler
  • Kişisel mallara giden edinilmiş malların değerleri

Pasif Değerler:

  • Borçlar
  • Değer Artış Payı (TMK 227. Maddesine Göre: Eşlerden biri diğerine ait bir malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulunmuşsa, tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında alacak hakkına sahip olur ve bu alacak o malın tasfiye sırasındaki değerine göre hesaplanır; bir değer kaybı söz konusu olduğunda katkının başlangıçtaki değeri esas alınır.)
  • Edinilmiş mallara giden kişisel malların karşılıkları

Artık değer hesaplaması sonucunda eşlerin malvarlıklarının değerleri üzerinde her eş yarı oranında katkı payı alacağına sahip olacaktır (sözleşme ile farklı bir oran tespit edilebilir). Katkı payı alacağı hesabında, tarafların gelirleri ile evlilik birliği süresince evliliğin ekonomik bütünlüğüne katkıları gözetilerek hesaplama yapılır ve her iki tarafın toplam tasarruf miktarı içindeki katkı oranı bulunur.

Zina veya hayata kast nedeniyle boşanma halinde hâkim, kusurlu eşin artık değerindeki pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verebilir (TMK 236/2).

4. Boşanma Davalarında Tazminat Talepleri

Maddi Tazminat

Boşanma davasında maddi tazminat, Türk Medeni Kanunu’nun 174. maddesi uyarınca mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu olan tarafın, kusurlu taraftan talep ettiği tazminattır.

Manevi Tazminat

Boşanma davasında manevi tazminat ise, Türk Medeni Kanunu’nun 174. maddesinin 2. fıkrası uyarınca boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olan diğer taraftan talep ettiği tazminattır.

Yukarıda belirtilen kanun maddelerinde boşanma davası içinde maddi ve manevi tazminat talebine hükmedilebilmesi için kanunda muğlak bir tanım yapmış olan kanunkoyucu, her somut olayın esasına göre değerlendirilmesi için hakime geniş yetki sahası bırakmıştır. Bu sebepten dolayı hakim emsal kararlara dayanarak hüküm vermelidir.

Boşanmanın anlaşmalı veya çekişmeli olma durumuna göre tazminat talebindeki hususlar farklılık gösterir. Buna göre;

Anlaşmalı boşanma halinde taraflar, anlaşmalı boşanma protokolüne ilaveten tazminat talebinde bulunabilir. Fakat anlaşma sureti ile boşanma durumunda kusur şartı aranmadığı için hakim, tazminata ilişkin hüküm kurulurken kusur tespitinde bulunmayacaktır. Bu durumda eşlerden biri maddi ve/veya manevi tazminat talebinde bulunursa diğer eşinde bu talebin bedelini kabul etmesi gerekir.

Çekişmeli boşanma davasında ise maddi tazminat talebinde bulunabilmek için, taraflar evlilik dolayısıyla elde ettiği menfaatlerden (maddi/manevi menfaat) boşanma kararı ile mahrum kalmalıdır. Bu suretle kusursuz ya da daha az kusurlu taraf diğer taraftan uygun bir maddi tazminat talep edebilir. Örneğin bir ev hanımının boşanma sonrasında artık eşinin sigortasından faydalanamayacak olması gibi.

Yargıtay Kararları

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi (2021/1110 E., 2021/2529 K.) bir kararında çalışmayan bir kadının, boşanmada evlilik birliği içinde çocuk bakım ve sorumluluğunu üstlenmediği ve üzerine düşen ev işlerini yerine getirmediğinden kusurlu olduğu kanaatine vararak maddi tazminat ödemesine hükmetmiştir. Bu durumda karardan mevcut menfaat zedelenmesi ile meydana gelen zararın sadece maddi olmadığı sonucuna varılır. Ayrıca kişilerin gelir durumları tazminata hükmedilip hükmedilmeyeceğine değil, hükmedilecek tazminatın miktarı hususunda önem arz eder.

Maddi tazminat miktarının hesabında uğranılan menfaat kaybının tespit edilmesi; tarafların evlilik süresi, eşlerin yaşları, tarafların ekonomik durumu, eşlerin boşanmaya neden olan olaylardaki kusurluluk durumları ve bu kusurlu davranışların ağırlığı, boşanma nedeniyle mevcut yaşam standartlarında yaşanacak olan değişim vb. hususların dikkate alınmasıyla gerçekleşir. Hakim somut olayın özelliklerine ve hakkaniyete dayalı olarak hüküm verir.

Çekişmeli boşanma davasında manevi tazminat talebinde bulunabilmek için boşanmaya sebebiyet veren olayların karşı tarafın kişilik haklarına saldırı niteliğinde olması gerekmektedir. Örneğin: Eşe karşı tehdit, hakaret veya iftira vb. fiillerle aşağılayıcı, korkutucu, küçük düşürücü bir davranışta bulunularak kişilik haklarının saldırı altında bırakılmış olması gerekmektedir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (Esas: 2022/682, Karar: 2023/752 sayılı) bir kararında manevi tazminat miktarının, maddi olarak kesin bir miktar olmadığını, bu tazminat tutarının manevi tazminat talep eden eşin ruhen uğramış olduğu çöküntü ile psikolojik olarak yaşamış olduğu sıkıntılara karşılık olarak onu rahatlatacak olan bir bedel olduğunu belirtmiştir. Bu özelliği nedeniyledir ki; yasa, menfaati zedelenen ve kişilik hakları ihlâl edilen eşe “uygun bir tazminat” verileceğini belirtmektedir. O hâlde hâkim; manevi tazminatın miktarını belirlerken, kişilik haklarına yapılan saldırının niteliği ile tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak takdir hakkını kullanmalıdır.

Manevi tazminat miktarının hesabında kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın; ekonomik ve sosyal durumu, boşanmada kusuru bulunup bulunmadığı, kusur derecesi, ekonomik/sosyal durumu ve kişilik haklarına yönelik saldırı teşkil eden fiilin ağırlığına dikkat edilmelidir. Zira unutulmamalıdır ki manevi tazminat sonradan ıslah edilemez. Bu sebeple hesaplanırken dikkat edilmelidir.

Yargıtay 2. HD. (2010/7657 E.) bir kararında; şiddet görmüş bir kadının şiddet olayı sonrası tekrar karşı tarafla bir araya geldiği ve birlikte yaşadıkları tespit edilerek manevi tazminata hükmedilmesini kanuna aykırı kabul etmiştir. Bu hükümden çıkarılacağa göre affedilmiş olaylar hiçbir şekilde manevi tazminatın konusunu teşkil etmeyecektir.

Tüm bunların yanı sıra boşanma halinde maddi ve manevi tazminat, boşanma davasının ferisi olarak boşanma davası ile birlikte talep edilebileceği gibi, boşanma davasının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde ayrı bir dava açılarak da talep edilebilecektir.

5. Boşanma Davalarında Avukatların Sunmuş Olduğu Hizmetler

Anlaşmalı Boşanma Davası Açılması ve Takibi

Anlaşmalı boşanma süreci tarafların, evlilikle ilgili tüm konularda anlaştığı ve mahkemeye başvurmadan önce bir protokol hazırladığı bir süreçtir. Davanın karmaşıklığı, tarafların arasındaki anlaşmazlıklar ve hukuki süreçlerin incelikleri göz önüne alındığında, bir avukatın rehberliği ve desteği genellikle sürecin daha hızlı ve düzgün bir şekilde tamamlanmasına yardımcı olur.

Çekişmeli Boşanma Davası Açılması ve Takibi

Çekişmeli boşanma süreci, tarafların anlaşamadığı konularda mahkeme kararı ile sonuçlandırılan bir süreçtir. Eşlerin iddialarını ispat etmeye çalışması dolayısıyla uzun ve karmaşık bir durum söz konusudur. Tarafların hak kayıplarına uğramamaları adına uzman bir avukat yardımıyla süreci yürütmeleri tavsiye edilmektedir.

Mal Rejiminin Tasfiyesi Davası Açılması ve Takibi

Evlilik birliği süresince edinilen mal varlığının paylaşımı için mal rejiminin tasfiyesi davası açılır. Uzman avukat bu sürecin müvekkilinin haklarını koruması ve en iyi sonucu alabilmesi için gereken hukuki süreçleri yönetir.

Nafaka ve Tazminat Davaları Açılması ve Takibi

Boşanma davası süresince nafaka davası (tedbir nafakası, yoksulluk nafakası ve iştirak nafakasına (çocuk bakım nafakası)) bununla birlikte kusurlu olan eşe karşı, maddi ve manevi tazminat davası da açılarak, uğranılan zararın tazmin edilmesi yoluna gidilmektedir.

Tanıma ve Tenfiz Davası Açılması ve Takibi

Yabancı mahkemece kesinleşmiş boşanma kararınızın, Türkiye’de tanınması tanınabilir- uygulanabilir hale gelmesi için Tanıma tenfiz davası açılması gerekmektedir. Bu sürecin tamamlanması için gereken belgeler:

  • Yabancı mahkemenin vermiş olduğu boşanma kararının aslı
  • Yabancı mahkemenin boşanma kararının kesinleşmiş olduğunu gösterir şerh yahut belgenin alınması gerekir.
  • Yabancı mahkeme kararına Lahey sözleşmesi gereğince apostille tasdikinin eklenmesi gereklidir.
  • Yabancı mahkeme kararının yeminli tercümana Türkçe’ye çevirtilmesi gerekmektedir.
  • Yeminli tercümana çevirtilen Türkçe karar konsolosluğa yahut notere onaylatılmalıdır.

Yabancı Mahkeme kararlarının tanıma ve tenfizi davasında süreci hızlandırmak için uzman Avukatın hukuki yardımından yararlanılması büyük önem taşımaktadır.

Velayet Davaları Açılması ve Takibi

Tarafların müşterek çocuklarının velayeti hususunda anlaşmazlık yaşanması durumunda velayet davası açılarak sürecin, müşterek çocuğun menfaatleri dikkate alınarak yürütülmesi söz konusudur.

Nafaka Uyarlanma Davası Açılması ve Takibi

Değişen koşulların varlığı veya hakkaniyetin gerektirdiği bir durumla karşılaşıldığı taktirde nafaka miktarının uyarlanması için açılan davadır. Dava süreci deneyim sahibi avukat eşliğinde yürütülmesi önerilir.

Nafaka ve Tazminat Alacaklarının Tahsili İçin İcra İşlemleri Yapılması

Nafaka veya tazminat alacaklıların haklarını korumak ve alacaklarının tahsil edilmesi için kanunun sağladığı bir seçenektir. Boşanma kararı kesinleşmeden kararın eklentisi olan nafaka ve tazminat alacakları takip konusu olamaz. Fakat eklentilerin (yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, maddi ve manevi tazminat vs.) infaz edilmesi için kararın, eklentiler yönünden de kesinleşmesi gerekmez. Bu doğrultuda icra takip işlemleri başlatılır.

izmir boşanma avukatı

Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Anlaşmalı Boşanma Davası Nasıl Açılır?

Anlaşmalı boşanma davası açmak için tarafların evlilik birliğinin sona erdirilmesi konusunda mutabık olmaları ve bunu yazılı bir protokol ile belgelemeleri gerekmektedir. Bu protokolde evliliğin mali sonuçları ve çocukların durumu ile ilgili hususlar açıkça belirtilmelidir. Daha sonra dava dilekçesi ile birlikte bu protokol görevli aile mahkemesine sunulmalıdır.

Çekişmeli Boşanma Davası Süreci Nasıldır?

Çekişmeli boşanma davası, tarafların boşanmanın sonuçları konusunda anlaşamaması durumunda açılan davalardır. Dava dilekçesinin hazırlanması, delillerin toplanması, tanıkların dinlenmesi ve mahkemece yapılan değerlendirmeler sonucunda karar verilir. Süreç genellikle uzun ve karmaşıktır, bu nedenle uzman bir avukatın desteği önemlidir.

Boşanma Sonrası Mal Paylaşımı Nasıl Yapılır?

Boşanma sonrası mal paylaşımı, eşlerin evlilik süresince edindiği malvarlıklarının belirli kurallar çerçevesinde paylaşılmasını içerir. Mal rejimi sözleşmesi yapmamış çiftler için yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi uygulanır. Kişisel mallar mal paylaşımına dahil edilmezken, edinilmiş mallar rayiç değerleri üzerinden paylaşılır.

Boşanma Davalarında Maddi ve Manevi Tazminat Talepleri Nasıl Yapılır?

Boşanma davalarında maddi tazminat talebi, boşanma nedeniyle mevcut veya beklenen menfaatlerin zedelenmesi durumunda yapılır. Manevi tazminat talebi ise kişilik haklarına yapılan saldırılar nedeniyle talep edilir. Tazminat miktarları, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına, olayların ağırlığına ve diğer faktörlere göre hakim tarafından belirlenir.


Sonuç

Tireli & Savaş hukuk bürosu olarak, boşanma sürecinin her aşamasında müvekkillerimize hukuki destek sağlamaktayız. Anlaşmalı ve çekişmeli boşanma davalarından mal paylaşımına, nafaka ve tazminat taleplerinden velayet davalarına kadar geniş bir yelpazede hizmet sunuyoruz. Boşanma sürecinizde en iyi sonucu alabilmek için uzman bir avukattan destek almanız önemlidir.

Bu makale ile boşanma davaları hakkında detaylı bilgi edinebilir, haklarınızı koruyacak en iyi stratejiyi belirleyebilirsiniz. Boşanma sürecinde hukuki destek almak ve sorularınızı yanıtlamak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Bizi Arayın